Türkiye İnternet Ekosistemi'nin yakından tanıdığı isimlerden biri olan Keiretsu Forum Türkiye’nin genel müdürü Duygu Eren,1998 yılında İstanbul Üniversitesi İtalyan Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde yüksek öğrenim hayatına başladı. Yüksek lisansını ise İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde Uluslararası Ticaret Bölümü’nde tamamladı. Eğitim hayatında önem verdiği şeyin perspektif kazanmak olduğunu söyleyen Eren, "İtalyan Dili ve Edebiyatı okumak bilinçli bir tercihti. İlk kez 13 yaşında İtalya'ya gittiğimde oraya aşık oldum. Kültürünü derinlikli araştırmak ve öğrenmek istedim" diyerek bu bölümü neden seçtiğini anlatıyor ve şöyle devam ediyor:
"Erkeklerin aklı ticarete daha çok çalışıyor algısı var"
Edebiyat, sanat gibi konulara hakim olma ve iyi öğrenilmesi gerektiğine inanıyorum. Bunların üzerine inşa ettiğiniz şeylerin daha sağlam olduğunu düşünüyorum. Dünyada matematik bilimi de bu tarz şeylerin üzerine yapılandırılmış. Siz diğer konularda gelişebilirsiniz. Bu yüzden okuduğum bölümü seçtim. Bir taraftan sınıfta daha çok kız öğrencilerin olduğu bir yerdi. Sadece iki erkek öğrenci vardı. Ama yüksek lisansta bu değişti. Uluslararası Ticaret Bölümü'ndeydim. Orada ise erkekler yoğunluktaydı. Bu bölümde eğitim almak istedim. Çünkü amacım ticaretin nasıl yapılması gerektiğini öğrenmekti. Orada 'sadece erkeklerin aklı ticarete çalışıyormuş' gibi bir algı vardı. Ailelerin genellikle bu yönlendirmeyi yaptıklarını fark ettim.
Patron kızı algısını kırmak için çok çalıştı
Eren, yüksek lisans yaparken bir İngiliz şirketi ve metal sektöründe faaliyet gösteren olan European Metal Recycling’te çalışmaya başladı. Türkiye ve Avrupa ülkeleri arasındaki ticari işbirlikleriyle ilgili çalışmalara imza attığını söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Orada çalışmaya başladığımda 22 yaşındaydım. Orada herhangi bir negatif söylemle karşılaşmadım. Ama asıl planım aile şirketimiz Eren Yayıncılık Kitap Yayın Dağıtım şirketinde çalışmaktı. 2003'te satış ve pazarlama bölümünde çalışmaya başladım. Patron kızı algısını kırmak için daha çok çalıştım. Sürekli kendimi ispat etme ve bu iş için kendimi gerçekten yeterli olduğumu kanıtlama durumu vardı. Bu işte en önemli şey, çeşidi takip etmek. Ben takip işini orada öğrendim. Kısa bir süre sonra kitap online satış ve e-ticaret sitesini kurdum. Ama o konfor alanında gelişebileceğim seviye belliydi. Hayatta insanı karşılaştığı zorluklar ve buna göstereceği tepkinin geliştirdiğine inanıyordum. O yüzden kendi işimi kurmaya karar verdim. "
Konfor alanından çıktı, kendi şirketini kurdu
Eren, 2010 yılında DP Danışmanlık ve Pazar Araştırması Şirketi’ni kurdu. O tarihten beri girişimcilik ekosistemiyle içli dışlı... Girişimcilik kavramına okuduğu bir makale sayesinde araştırmaya başladığını söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Bu konuda yazılar yazmaya başladım. Bir arkadaşım yazdığım yazılardan birini Sabah Gazetesi'ne yolladı. O dönem bu konuyla ilgilenen kişi sayısı azdı. Üç yıl boyunca bu yazıları yazmaya devam ettim. Bu bana network kazandırdı. Aynı zamanda ufkumu genişletti. Bundan sonra daha büyük şirketlere danışmanlık vermeye başladım. Markafoni, Türkiye Ekonomi Bankası, JP, Şirket Ortağım.. gibi şirketlerle çalıştım. İnovasyon, girişimcilik, enerji gibi konularda danışmanlıklar verdim. O dönem Büyük Kulüp'te girişimcilik komitesi kurdum. O iş sekiz sene sürdü. 500-600 kişinin katıldığı sadece girişimcilik ekosistemine dair seminerler yaptım. Bunlar o zaman yapılmayan işlerdi."
Dönüm noktası G3 Forumu
Ama onun için asıl dönüm noktası Ali Sabancı'nın o ve onun gibi bu konularda ilgilenen kişilerle 2011'de yaptığı G3 Forumu... Duygu Eren, o günleri ekosistemin yeni başladığı dönem olarak tanımlıyor. "Birkaç yüz tane girişime mentorluk vermişimdir diye tahmin ediyorum" diyen Eren, "Girişimcileri çok seviyorum. Çünkü beni güncel tutuyorlar. Yeni şeyler görmek ve yeni insanlarla olmak çok kıymetli..."
Teknoloji işinin içinde olan kadınlar girişimci olmak istiyor
"Türkiye'de kadın girişimci oranı 2015'te yüzde 17 iken 2019'da bu sayı yüzde 22 oldu" diyen Duygu Eren, "Şimdiye kadar bir girişimci sırf kadın diye yani cinsiyetinden ötürü yatırım almadığını görmedim. Ama kadın olduğu için ehemmiyetli davranıldığını fark ettim. Kadınların girişimcilik noktasında belli başlı alanlarda yer alıyor. Bebek-çocuk, sosyal girişimcilik, moda... Ama artık dördüncü olarak nano teknoloji işlerinde de ön plana çıktığını görüyoruz. Yani, teknoloji işinin içinde olan kadınlar, girişimci olmak istiyor. Biz Keiretsu Forum olarak ilgilendiğimiz girişim tipi, inovasyonu, teknolojiyi içinde barındıran, ölçeklendirebilir işlerle ilgileniyoruz."
"Sermaye erkeklerin elinde..."
Türkiye'de ne iş yaparsanız yapın, sermaye sahiplerinin 65 yaş üstü erkeklerden oluştuğunu belirterek nedenini şöyle açıklıyor: "Türkiye'de kadınların iş hayatına dahil olması oldukça geç.1960'lı, 1970'li yıllarda bir ailenin parası varsa, o ailedeki kadınların çalışmamış ya da çalıştırılmamış olduğunu görüyorsunuz. Çünkü kadının görevi çocuk yetiştirmek, evle ilgilenmek olarak algılanıyordu. Türkiye'de şu an sadece 200 bin kadın mühendis var. Ama bu işlerin erkek işi olduğu ya da bir kadının baretini takıp şantiye girmesi hala yadırganıyor. Kadın girişimciler ve mühendis oranı az. Evet, ama bunun en temel sebebi eğitimdeki fırsat eşitsizliği..."
Duygu Eren, iş hayatında cinsiyetten bağımsız herkesle gayet rahat iletişim kurup çalışabildiğini söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Çünkü şöyle bir durum var. Kadınlar ve erkekler kendi aralarında farklı şekilde rekabet ediyor. Ama cinsiyetten bağımsız benim önem verdiğim şey, işin doğru yapılıp yapılmadığı... İş hayatında cinsiyet ayırımından hoşlanan biri değilim. Çünkü benim için iyi iş yapmanın ya da iyi bir iş fikrinin kadını ya da erkeği yok. Çok iyi işleri yapan insanlar gördüm. Cinsiyet meselesini konuşmak beni çok üzüyor. Çünkü bu, hala bu meselede ne kadar geride kaldığımızı hatırlatıyor.
Kadınlar Anlatıyor yazı dizisinin diğer yazılarına şuradan ulaşabilirsiniz!
İlk Yorumu yazmak ister misiniz?
Yorum Yazmak için Giriş Yap