Konuk yazarlarımızdan Çağdaş Önen iyzico'da Pazarlama Müdürü, Kaan Akın ise Hackquarters'da kurucu olarak görev yapıyor.
SXSW 2016’ya ilk defa katılıyor olmanın verdiği heyecanla ben (Çağdaş) İstanbul’dan 16 saat sürecek, Kaan ise San Francisco’dan aktarmalarla 6 saat sürecek yolculuğumuza başladık ve Austin’de etkinlik öncesinde buluştuk.
Bu sene 30.senesini kutlayan SXSW festivali, sırasıyla İnteraktif, Film ve Müzik bölümlerinden oluşan ve toplam 10 gün süren bir festival. 85 ülkeden 200.000'in üzerinde katılımcıyı ağırlayan festivalin, bir önceki sene Austin ekonomisine katkısı 317,2 milyon USD.
İlk defa bu etkinliğe katılacakların ilk hissedecekleri duygu “FOMO” (Fear-of Missing Out) oluyor. Ana konuşmacılar ve paralel oturumlarla beraber etkinliğin her bir bölümünde 1.120 seans olduğunu düşününce bu gerçekten çok normal.
Etkinliğin İnteraktif bölümünün bu sene açılışını ABD Başkanı Barack Obama gerçekleştirdi. Çok etkileyici bir konuşma gerçekleştiren Başkan Obama, Beyaz Saray’da yaptıkları dijital dönüşümü ve bu dönüşümün ABD’deki vatandaşlara olan etkisinden bahsetti. Bu noktada Google, Apple, Facebook başta olmak üzere tüm büyük teknoloji şirketlerinden de bu dijital dönüşümde kendilerine yardımcı olacak personel desteği istediğini de paylaştı. Silikon Vadisi’nin bu kadar büyümesinde devletin sistematik desteği ve vizyonunu bir kere daha görmüş olduk.
SXSW genel olarak oturumlar arasında tanışma ortamının, herkesin bir koşturma içinde olduğunu göz önüne alarak, görece olarak az olduğu bir ortam. Ancak etkinlik sonrasında salonlarda veya partilerde tanışma ciddi anlamda artıyor. Hatta sırf bu sebeple oturumları kaçırsa bile bu fırsatları kaçırmayan ciddi bir kitle var.
SXSW'de Öne Çıkan Konular
Etkinliğe genel olarak baktığımızda Sanal Gerçeklik (Virtual Reality) konusunun ana konu olduğunu gördük. Samsung, McDonalds, Dell, IBM başta olmak üzere bütün markalar VR anlamındaki tüm hünerlerini sergilerken, özellikle son kullanıcıya yönelik VR uygulamalarının 2016 yılını domine edeceği konusunda herkes hem fikirdi.
Bunun dışında girişimcilik anlamında öne çıkan konu başlıkları akıllı yatırım (smart money) yaklaşımı dahilinde girişimcilerin de artık yatırımcıları 'due-dilligence' süreçlerine almaları ve önceki yatırımlarından referans istemeleri, mühendislik fakültelerindeki öğrencilere girişimcilik öğretilmesi ve bu şekilde teknoloji girişimciliğinin arttırılmasıydı. Ünlü yatırımcı Kevin O’Leary kendi sunumunda yatırım yaptığı girişimlerden en başarılı ve sürdürülebilir olanların kadın girişimcilerin kurduğu firmalar olduğunu paylaştı. Ek olarak kitlesel fonlama alanında fırsat gördüğünü söyledi ki ülkemizde de bu yönde çalışmaların olduğunu sonrasında duymak çok güzel oldu.
Etkinliğin bir diğer ana konu başlığı ise blockchain teknolojisi ve bu teknoloji üzerine konumlanan uygulamalar oldu. Bitcoin ile hayatımıza giren blockchain başlığının farklı uygulamalara doğru gelişim göstereceğini gözlemledik. Ek olarak fintech alanında döviz exchange platformları, türev benzeri finansal enstrümanları sunan pazaryeri çözümleri, Peer-to-Peer (P2P) mobil ödeme ve cüzdan uygulamalarıyla sesle etkileşen “Voice-tokenization” teknolojileri de ilgi çekti.
Diğer taraftan bilişsel (cognitive) teknolojiler özeline, büyük data yorumlayarak kişiselleşmiş çözümler sunan firmaları da gözlemledik. Bu kapsamda Apple ile stratejik ortaklığa imza atan IBM’nin, enterprise segmentte atak yapacağını ilerleyen günlerde hep beraber göreceğiz.
Her ne kadar ülkemize uzak bir konumda da olsa, Küba’daki fırsatların da tartışıldığı oturumlar vardı. Etkinliğe katılan Başkan Obama’nın, SXSW sonrası Küba’ya tarihi bir ziyaret yapması, kalabalık bir ekip götürmesi ve ülkedeki girişimcilik ekosisteminin gelişimine destek vurgusu yapması sürpriz olmasa gerek ☺ Bu bağlamda ülkemizin de, yakın çevredeki gelişen girişimcilik ekosistemlerine bir anlamda “Abilik” yapması doğru bir strateji olacaktır.
Global anlamda farklı disiplerden gelen girişimcilerin, SXSW’nin 'trendsetter' kitlesiyle ürünlerinin testini yapabileceği, trendleri öğreneceği ve farklı işbirlikleri yaratabileceği SXSW’de gelecek yıllarda Türkiye’den girişimcileri de görmek istiyoruz. Geçmiş yıllarda Twitter’in SXSW’deki kullanıcılar sayesinde trend olması, Foursquare ve Foodspotting gibi girişimlerin lansmanlarını yaptığı SXSW bu açıdan ciddi anlamda fırsat barındırıyor.
2017 yılında yine SXSW sonrası paylaşacağımız yazımızda, Türk girişimcilerimizin başarı hikayelerini anlatacağımıza inanıyoruz. Bu konu için destek verilebilecek her konuda destek vermeye hazırız.