Türkiye’de girişimcilik konuşulmaya başlandığından bu yana herkesin sorduğu bir soru var. Türkiye’de neden iyi girişimci yok denecek kadar az? Aslında bu soruyu şöyle sormalıydık: Eğitim sistemimiz neden girişimci yetiştiremiyor?
Bu önermede Türkiye’nin Cumhuriyet kurulduğundan beri geçtiği oldukça çetin siyasi ve iktisadi dönemleri yok saymıyoruz. Ancak bugün özellikle internet girişimciliği tarafında önemli bir yere sahip olan ABD ve İngiltere, bunun altyapısını yıllar önce yapmıştı. ABD’de Ronald Reagen'ın ‘’Reagonomics’’ adı ile de anılan iktisat politikası, girişimcilik ve inovasyon merkezliydi.
Evet, 1980'lerden bahsediyoruz. Dönemin ünlü ekonomistlerinden Friedman, bu politikaları olumlu bulurken ABD'nin girişimcilerin riskini azaltan bu iktisadi politikalarla yükseldiğini tarihe not düşmüştü.
Margaret Thacther'ın yine bütününe ‘’Thatcherism’’ adı verilen iktisadi politikası da 1975'te İngiltere'deki girişimciliğe yeni bir ufuk katmıştı. Bu uygulamalar GSMH büyümesi eksilerde olan İngiltere, kararlı politikalarla eski günlerine kavuşmuştu.
Hem ABD’de, hem İngiltere’de siyasi otoritenin girişimci ve girişimcilik hakkında konuşması haliyle eğitim sistemine de yansıdı ve işletme ile iktisat okulları girişimci yetiştirmeye başladı. Bankacı değil.
Yukarıdaki tablo, ABD’de yapılan bir araştırmanın sonucu. Temelde öğrencilere girişimcilik fikri aşıladığınızda ‘’Öğrencilerden girişimcilik eğitimi talebi gelmemesi’’ oranı yüzde 16’da kalmış. Yani öğrencilerin yüzde 84’ü girişimcilik eğitimi istiyor. Bu araştırma ülkemizde yapılsa çok acı sonuçların ortaya çıkacağı aşikar.
İlköğretim altyapısı hala yerleşmedi, lise mezunları ise dünyadan bihaber!
Türkiye’de ilköğretim problemi yıllardır soruna kavuşmadı. Pek çok model denendi, sonuç alınamadığı takdir edildi ki bu modeller yerine yeni modeller uygulanmaya başladı. Bugüne kadar hiçbir milli eğitim politikası, ilköğretimde temel ekonomi, girişimcilik gibi çocukları erken yaşta iş dünyası ile tanıştıracak zorunlu -hadi bu bir hayal- veya seçmeli ders koyamadı.
Liselerde de durum farklı değil. Zaman zaman girişimcilik konuşmak üzere lise öğrencileri ile de bir araya geliyoruz. Dünya ticaretinden, Türkiye ekonomisinden ve girişimcilikten bihaber öğrenciler mezun ediyoruz. İlköğretim sert bir adım olsa da, on yedi on sekiz yaşlarında bir Türk gencinin kesinlikle girişimci ruhla tanışmış olması gerekiyor. İngiltere’den 40, ABD’den 34 yıl geriden gelen bir girişimcilik temelli eğitim sisteminden bahsediyoruz. Ne acı!
İktisat, İşletme okuduysan bankacı olursun; mühendis isen riske ne gerek var?
Türkiye’deki iktisat fakülteleri bankacı, mühendislik fakülteleri ise masa başı ‘’Özel sektör memuru’’ yetiştiriyor. Teknik üniversitelerimiz de olmasa, -istisnaları hariç tutarak- mühendislik yapan mühendis bulmak zorlaşacak.
Bazı vakıf okulları ve birkaç devlet üniversitesi haricinde girişimciliğe yeterince önem veren yüksek öğrenim kurumları çok az sayıda. Hatta bazı üniversitelerin mühendislik ve iktisadi idari bilimler fakültelerinde ‘’Girişimcilik Kulüpleri’’ dahi bulunmuyor.
Çözüm nasıl olabilir?
Son dönemlerde gördük ki eğitim sisteminde tepeden inme radikal çözümler fayda getirmiyor. Bunun için eğitim bilimciler, başarılı girişimciler ve gerekirse özellikle İskandinavya coğrafyasında eğitim görmüş Türk vatandaşları ile bir ekip kurularak, yeni eğitim politikası planlanmalı. Ayrıca Türkiye, 2023 ve 2071 vizyonları için oluşturduğu iktisadi politikaya girişimciliği ve girişimcilik eğitimine ayıracağı bütçeyi de şimdiden konuşmalı.
- İktisat Fakülteleri bankacı değil ekonomist yetiştirmeli, işletme fakülteleri ise yönetici yetiştirmeli. Kurumiçi girişimciliğin de altını çizmeli. Dünya devi şirketleri yöneten Türklerin tek farkı, çoğunun Türkiye’de eğitim görmemiş olmaları. Demek ki sorun cevherde değil, işleyende. Üzgünüm.
- Aşama aşama ilköğretim ve lise seviyesinde temel ekonomi, temel girişimcilik dersleri eklenmeli. Değerler eğitimi içerisinde iş ahlâkına da yer verilmeli. Girişimci yetiştireceğiz diye yerli sömürgecilere karşı önlem alınmalı. Ağaç yaşken eğilir.
- Türkiye’de girişimci olmanın -maalesef hala- bir işsizlik ya da iş bulamadığı için yapılan bir ‘’oyalanma süreci’’ olduğu algısının yıkılması için daha çok etkinlik, eğitim kurumlarında daha çok konferans, daha çok teşvik gerekiyor.
- Büyüyünce ‘’girişimci olacağım!’’ diyen çocuklar yetiştirmeli. Bunun için ise girişimci öğretmenler. Bir nesil yetiştirmekten daha büyük bir girişim olabilir mi?
- Siyasi otorite, girişimcilik eğitimine serbestiyet ve fon sağlayarak devlet üzerinde oluşabilecek yükü dışarıya vermeli. Düşünsenize devlet liselerinde ve üniversitelerinde girişimcilerin kredili dersler verdiğini? Vakıf okullarında okuyan gençlerimiz bunlardan faydalanırken milyonlarca öğrenci girişimcilikle neden tanışmasın?
Türkiye’nin geleceği girişimcilikte. Girişimciliğin geleceği ise yenilenecek eğitim sistemi ve iktisat politikalarında.