Açıklama: Ekim Nazım Kaya, Botego kurucusudur ve bu yazısı Webrazzi'de konuk yazar olarak yayınlanmıştır.
Web 2.0 Expo’da teknoloji ve uygulamaların tanıtıldığı Workshop’lar, ürünlerin sunulduğu sponsor oturumları ve networking etkinlikleri gerçekleşti. Genel izlenimim, San Francisco’daki girişimci atmosferin aksine, New York Expo’da daha profesyonel bir ortam olduğu yönünde.
Dikkati çeken ilk şey, networking dışındaki etkinliklerde katılımcıların yaş ortalamasının yüksekliği idi. Kitle, daha çok kurumsal şirketleri temsil eden orta düzey yöneticilere benzer bir profil çiziyor. Oturumlarda Apple bilgisayarların ve Android tabanlı telefonların çokluğu dikkat çeken bir diğer nokta oldu.
Expo, Tim O’Reilly'nin açılış konuşmasıyla başladı. O’Reilly, kurumsal dünya ile girişimcilerin arasındaki önemli farka dikkat çekti. Uzun ve anlamsız misyon-vizyon bildirgelerinin insanlara bir şey ifade etmediğini, girişimlerin hayallerle ortaya çıktığını söyledi. Örnek olarak ise Wright kardeşlerin ilk uçağı inşa ederken “Haydi havayolu endüstrisini kurup ulaşım alışkanlıklarını değiştirelim”diye değil, “Uçabilmek ne harika bir şey olurdu!” diye yola koyulduklarını anlattı. O’Reilly, konuşmasını “Eğlenin, dünyayı değiştirin, para kazanın ve bunu sürdürün” diye bitirdi. Bir gün sonra otelin önünde, sürekli bir yere koşturan O’Reilly’nin kendisine neredeyse çarpmakta olan bir taksiden son anda kurtulduğunu görmek ilginç bir deneyimdi.
İlk gün gerçekleşen Ignite etkinliği girişimci gençlerin söz aldığı, New York’lu iki gencin yarattığı ilginç bir format. Bir konu hakkında yapılan beş dakikalık sunumlarda, her slaytın 15 saniyede bir otomatik olarak değişmesini öngörüyor. Zaman yönetimi konusunda beceri gerektirdiği açık olan bu etkinliğin ABD’de onlarca şehre yayıldığını öğrendim. New York’ta bisikletlerin kullanımıyla ilgili bilgi vereninden, çöpçatan sitelerinin aslında birer “karşılaştırmalı alışveriş sitesi” olduğu iddiasına, Wikileaks’te yayınlanan Afganistan savaş belgelerini görselleştirerek bir haftada 30.000 kez izlenen bir videoya kadar ilginç sunumlar izledik. Ignite’ın Türkiye’ye de gelmesi yakındır...
Foursquare kurucusu Dennis Crowley, binden fazla insanın bulunduğu salona “Kaçınız Foursquare’i biliyor?” diye sorduğunda, salonun tamamına yakınının el kaldırdığını görünce, bir soru daha sordu: “Kaçınız bir yerde mayor durumunda?”. Bu sefer on civarında el kalktı. Crowley, “Geçtiğimiz seneki Web 2.0 Expo’da bizi bilenlerin sayısı işte bu kadardı” derken, bu bir yılda meydana gelen hızlı gelişimin tadını çıkardığını belli etti. Ürünün basit bir fikirle yola çıktığını söyleyen Crowley, “oyun mekaniğini ürüne nasıl uygulayabiliriz diye düşündük, crowdsourcing kullanarak ürünü yaygınlaştırdık ve check-in yapanlara özel kampanyalar fikri doğdu” dedi. Arkadaşları işin içine katarak ortak zevklerin paylaşımını özendirdiklerini söyleyen Crowley, uygulama geliştiricileri de oyuna katmak için bir API geliştirdiklerini ve ekosistemin yarattığı ekonomik değerin böylece artacağını ekledi.
Twitter’dan Kevin Weil, Twitter verilerinin Hadoop ile işlenmesiyle ilgili teknik oturumda, Twitter’da bir günde 12 terabayt veri üretildiği bilgisini verdi. Bir kullanıcının takipçileri ve takip ettiklerinden, Twitlerinden hangi bilgilerin edinilebildiğinin sürekli analiz edildiğini söyleyen Weil, Twitter kullanıcıları için Pagerank benzeri bir skor değerinin üretilmesine çalışıldığını ifade etti.
Genel bir değerlendirme yapmam gerekirse, Devrim’in yazısında ele aldığı konuları da gözönüne alarak hayatımızı ve ekonomiyi değiştiren pek çok ürünün varlığını, o ürünü yaratanların ABD’de yaşamasına borçlu olduğumuzu söyleyebilirim. Ölçek ekonomisi, Türkiye’de gelişen sektör konusunda hem umutlu, hem umutsuz olmamız için bolca veri sunuyor.
Her on bin girişiminden birinin Facebook olduğunu ve Amerika’daki İnternet girişimi sayısının da Türkiye’dekinin on bin katı olduğunu varsayacak olursak, Türkiye’den bir Facebook çıkması olasılığının milyonda bir olduğu söylenebilir. İşin ilginç yanı, bu olasılığı küçük bulanlar olacağı gibi, yeterince büyük olduğunu savunanlar da çıkabilir. Gelişen pazarlarda zamanında yer tutarak değer yaratmak, “Bir Facebook haline gelmeden de” pek çok şey başarılabileceğini kanıtlamaya vesile olabilir. Web 2.0 Expo’nun bir girişimci olarak bana verdiği enerjiyi “kendi çöplüğümüze” taşıma görevini sırtımda tüm ağırlığıyla hissediyorum.