Facebook, Twitter ve Instagram, polis tarafından kullanılmakta olan bir nevi sosyal medya gözetleme platformu Geofeedia ile kullanıcı verisi paylaşmakla suçlandı. ABD’de faaliyet gösteren Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği’nin (ACLU) yaptığı araştırmaya göre, Şikago merkezli Geofeedia, geliştirdiği gözetleme programı ile Facebook, Twitter ve Instagram kullanıcılarının konumlarını ve diğer kişisel bilgilerini emniyet güçleri ve güvenlik ajansları ile paylaşıyor.
Geofeedia’nın bu platformlardan aldığı kullanıcı verileri "sivil huzursuzluğu ve olası suç yaratılabilecek bir ortamı" önleyebilmek gerekçesiyle, azınlıkların bulunduğu alanlardaki protestoları önceden bilmek ve sosyal medyadaki kullanıcı paylaşımlarının içeriğini öğrenebilmek adına kullanılıyor.
ACLU’nun yayınladığı bu araştırmaya göre kullanıcı verisi paylaşımını önlemek adına gereken önlemler alınmıyor: “Facebook ve Instagram'ın, geliştiricilerin kullanıcı bilgilerini gözetleme amacıyla kullanımını önlemek için bir kamu politikaları bulunmuyor. Ancak, Twitter’ın politikalarından birine göre, Twitter verileri, kullanıcıları gözetlemek, takip etmek ya da incelemek amacıyla kullanılamaz."
Araştırmanın yayınlanmasının ardından, Facebook’tan gelen açıklama ise, Geofeedia’nın erişebildiği verilerin kullanıcıların herkese açık olan paylaşımlarından geldiği yönünde. Twitter’ın küresel kamu politikası ekibi Policy ise, resmi Twitter hesabından Geofeedia’nın veri erişiminin askıya alındığını bildirdi.
Based on information in the @ACLU’s report, we are immediately suspending @Geofeedia’s commercial access to Twitter data.
— Twitter Public Policy (@Policy) October 11, 2016
Geofeedia, yazılı bir açıklama yapmakta gecikmedi : “Geofeedia kullanıcı gizliliğine önem vermekle birlikte içlerinde emniyet güçlerinin de bulunduğu bazı müşterilere toplumsal güvenliği sağlamak adına önemli bir platform sunuyor. Geofeedia, bireylerin ifade özgürlüğünü tehlikeye sokabilecek ya da ırk, etnik köken, dini inanç, cinsel yönelim ve siyasi düşüncelerine ilişkin profilleme yapılmasını önleyecek nitelikte politikalara sahiptir. Ancak bizler de, teknolojinin hızlı gelişimiyle birlikte sivil hakları koruma yolunda çalışmaya devam etmemiz gerektiğini anlıyoruz."
