Girişimcilik tutkusu üniversite öğrencileri arasında hızla yayılıyor. Peki bu değişime hazır mıyız?

Girişimcilik tutkusu üniversite öğrencileri arasında hızla yayılıyor. Peki bu değişime hazır mıyız?

Konuk yazarımız Ozan Tatar, PayU Türkiye Pazarlama Müdürü ve Boğaziçi Üniversitesi’nde misafir öğretim görevlisidir.

Belki okuyanlar hatırlayacaktır geçen sene Webrazzi’de konuk yazar olarak iki yazı kaleme almıştım. Birinci yazının başlığı “Üniversite Öğrencilerinin Gözünden Değişen Dünya”, sonraki yazının başlığı ise “Akademisyenlerin ve Sektör Profesyonellerinin Gözünden Değişen Dünya” idi.

Bu dönem Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nde e-ticaret dersini Yardımcı Doçent Aslı Başoğlu ile birlikte yeniden açtık ve otuza yakın lisans öğrencisi, ağırlıkla İşletme ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğrencileri dersi aldı.

Geçenlerde derste öğrenci arkadaşlarımla sohbet ederken onların gelecek hayalini, ne yapmak istediklerini öğrenme fırsatım oldu. O gün derste olan öğrencilerin neredeyse tamamı girişimci olmak istediğini belirterek beni gerçekten şaşırttı. Tabi ki içlerinden bir kısmının girişimci olmak istediğini tahmin ediyordum ama oranın bu seviyede olacağını beklemiyordum.

2003 yılında aynı sıralardan geçip mezun olurken bizim sınıfımızda ibre tam tersi yönündeydi. Bir iki kişi dışında, onlar da aile şirketlerinde çalışacaktı, herkes uluslararası şirketlerde çalışmanın hayalini kuruyordu.

ogrenci-girisimci

Şimdi sizlerle bu dönem e-ticaret dersini alan öğrencilerin bir kısmının geleceğe ve girişimciliğe yönelik bakış açısını paylaşmak istiyorum:

Melisa Gülyurt; İşletme Bölümü, 4. Sınıf

5 yıl sonra nerede çalışacağımdan emin değilim ama 5 yıl sonra sevdiğim bir işi yapmak istediğimden eminim. Bizler dijital dünyayla birlikte, bize sunulan alternatiflerden çok daha fazlası olduğunun farkındayız. Sabah gözünü açtığında, damardan bağlıymışçasına, ilk işi bildirimlerine bakmak olan bir topluluktan söz ediyorum. Evet adını dijital koyduğumuz bu geçişken düzenin hızlı ve pratik düşünen, bilgiye aç, mobil bireyleriz biz. Bilgi her an ulaşılabilir bizim için. Bütün dünya arkadaşımız bizim. İşte bu yeni düzen bize bambaşka bir dünyanın kapılarını aralıyor.

Artık çoğumuzun hayali topuklu ayakkabılarını giyip büyük bir şirkette çalışmak değil. Sevdiğimiz işi yapmak. Dijital dünyayla gelen pratik ve düşük maliyetli (low-cost) iş modelleri de bunu mümkün kılıyor. Yakın çevremizden duyduğumuz başarı hikayeleri de bizleri daha çok teşvik ediyor hiç kuşkusuz. Parlak iş fikirlerine sahip kişiler, hayalinin peşinden gitme güdüsüyle işlerine daha çok sarılıyor dolayısıyla iş-yaşam dengesini (work-life balance) daha iyi koruyor. Girişimcilerin bu bağlamda en büyük motivasyonunun kendi fikrinin direkt etkisini gözlemleyebiliyor olmak olduğunu düşünüyorum. Aceleci ve pragmatist olan bizlere ilgi çekici gelen de bu zaten. Her birimiz günümüzü “Bugün kendim için ne yaptım?” ya da “Kendimden ne kattım?” diyerek geçiriyoruz.

Bu yüzden mega dijital dünya düzeninde bugünün hatırı sayılır meslekleri yerlerini kaybederken yaratıcılık kokan şu an dahi öngöremediğimiz pek çok yeni iş modeli de onların yerini alacak. Akıllı cihazlara olan hakimiyet ve bağlılığımız da kanımca bizi bu düzenin efendileri yapacak.

Yasin Almalıoğlu; Bilgisayar Mühendisliği ve Fizik Bölümü ile Çift Anadal, 4. Sınıf

Bu sene mezun olduğumda yurtdışında bir üniversitede lisans sonrası eğitimime devam edip, akademik hayatta aldığım eğitime uygun iyi bir yer edinmek istiyorum. Akademisyenlik hayatımda günlük hayata uyarlanabilir teknolojiler üzerinde çalışacağım için sektördeki firmalar ile sıkı bir iletişim halinde olmam mecbur olacak. Bu özel firmalarla olan iletişimimde çok uluslu oturmuş dev firmalar yerine; girişimci, yenilikçi, büyümeye hazır firmalar ile çalışmayı istiyorum.

Ben işin piyasaya kullanıcıları için ürün üretmekten daha çok işin bilim, araştırma geliştirme kısmını seviyorum, nitekim aldığım eğitim de zaten bunu gösterir nitelikte. Geçtiğimiz iki yazda İsviçre’de çok uluslu bir deney olan CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi)’de araştırma stajı yaptım. Oradaki stajım süresince Google, Nestle gibi firmalara resmi ziyaretlerimiz de oldu. Okuldaki çok başarılı arkadaşlarımdan da gördüğüm bu gibi firmalarda çalışmak hem çok zor, hem de girseniz bile hareket kabiliyetiniz çok dar. Hâlbuki girişimci yükselen firmalarda hem hızlı yükselme şansınız var, hem de çok esnek bir araştırma alanınız var. Bu doğrultuda girişimci firmaların araştırma projelerini daha yakından takip ediyor. Girişimci firmalar ile ortak araştırmalarda ne noktalar önemlidir, girişimci firmaların işleyişi nasıldır gibi konuları inceliyor ve dersler alıyorum.

Enes Hancıoğlu; İşletme Bölümü, 4. Sınıf

Kim kendi işinin sahibi olmayı istemez? Eminim ki herkes başkası için çalışmaktansa kendi işini kurup geliştirmek için can atıyordur. Ama bu sadece istemekle olacak bir iş gibi görünmüyor. Bana göre girişimcilik öğrenilecek bir meslek değil, doğuştan bazı niteliklerinizin olması gerekiyor. Bu yüzden üniversitede ki girişimcilik derslerine, melek yatırımcıların seminerlerine ve bu konudaki yönlendirmelere hep kuşkuyla baktım. Bize girişimci olmayı tavsiye eden insanlar hep bir şekilde bu kariyerde başarılı olmuş insanlardı ve onların başarı hikayeleriyle yola çıkmanın doğru olmayacağına inandım. Şu an ise bu noktada büyük bir hataya düştüğümü düşünüyorum. Evet, girişimcilik sizin yeteneklerinizle alakalı olabilir ama bu yeteneklere sahip olup olmadığınızı öğrenmenin yolu bir startup kurmaktan geçiyor. Hiç koşmadan ne kadar iyi bir koşucu olduğunuzu kestiremezsiniz. Bu yüzden, okulu bitirir bitirmez bir süredir düşündüğüm iş fikrini hayata geçirmek istiyorum. İş fazla maliyet gerektirmiyor ve girişimci ruha sahip olup olmadığımı denemek için iyi bir fırsat diye düşünüyorum. Şu an iş planını, okulda öğrendiklerim ışığında, hazırlama aşamasındayım. Tamamen teorik bile olsa kendi işinizle ilgilenmek gerçekten çok keyif veriyor. Umarım başarılı bir şekilde hayata geçirip kendi işimin sahibi olurum.

Hatip Kabak; Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, 4. Sınıf

Hayatım boyunca ast üst ilişkisinden ziyade arkadaşlık ortamı içinde çalışmayı istedim. Hiçbir zaman büyük bir şirkete girip orada kariyer yapıp, yükselme gibi bir motivasyonum olmadı. Bu nedenle mezun olunca bir süre belirlediğim bazı alanlarda faaliyet gösteren bir startup şirketinde çalışmak istiyorum. Bu arada ben ve birkaç arkadaşımın üzerinde çalıştığı bir proje var. Orta vadede bu işi gerçekleştirmek istiyoruz. Şu aşamada analiz yapıyoruz, altyapısının nasıl olacağı konusunu araştırıyoruz ve nerelerden sermaye alabileceğimiz konusu hakkında bilgi topluyoruz. Nihai amacım; iş konusunda belli bir seviyeye gelip, düzenimi kurduktan sonra tecrübemin bulunduğu sinema alanında bir şeyler yapmaya devam etmek.

Şevket Karakaya; İşletme Bölümü, 4. Sınıf

Mezun olunca ne yapacağım konusu biraz hassas. İnsan bir yandan kendine bir hedef koymak, bir yandan da kendini kısıtlamamak istiyor. Benim isteğim, beni sınırlandırmayacak, iş dünyası hakkında geniş bir vizyon ve doğru düşünme yeteneği kazanabileceğim sektörlerde işe başlamak. Danışmanlık ve yatırım bankacılığı sektörleri bunun için bana yakın geliyor. Hem analitik yeteneklerimi, hem de soft skill'lerimi buralarda geliştirebileceğimi düşünüyorum. Bundan sonra ise kendi işimi kurmak hedefim. Bundan önce ise tabiri caizse biraz pişmek istiyorum. Nihai hedefimin kendi işimi kurmak olmasının nedeni aslında çok basit: harcadığım zaman ve emeğin meyvelerini de kendim toplamak istiyorum. Ömür boyu bir şirkete para kazandırmak için çalışmaktan daha çekici bir fikir olduğu kesin. Bu aşamaya geçmeden önce planım kendimi geliştirebildiğim kadar geliştirmek, hem sektörel bilgilerimi, hem teknik ve sosyal becerilerimi üst seviyelere çıkarabilmek. Böylece piyasalardaki iş yapacak fikirlerin daha sağlıklı bir şekilde doğacağını düşünüyorum. Çevremde de birçok insan benimle aynı fikirde. Dünyadaki başarı hikayelerini, ilginç fikirlerin sonuca ulaşma serüvenlerini duydukça, bu düşünce daha da cazip geliyor.

Canan Döşlü; Endüstri Mühendisliği Bölümü, 4. Sınıf

Henüz lacivert okul önlüğümüzün kuşağını bile bağlayamadığımız çocukluk günlerimizden bu yana en sık sorulan sorulardan biri oldu:

“Büyüyünce ne olacaksın?” Mesela ben, o zamanki tabirimle, “Prof.” olmak istedim hep, bir de başka gezegenler keşfetmek. Seneler sonra mezuniyet cübbesinin düğmelerini iliklememe sayılı günler kala aynı soruyu soruyorum kendime “Mezun olunca ne yapmak istiyorsun?” diye. Profesör, evet ama hangi alanda? Bu sorunun cevabı bir sene öncesinde keşfettiğim girişimcilik gezegeninde yatıyor. Neden mi? Çünkü bu gezegende “Even sky is not limit!”. Girişimcilik, çocukluk günlerimin yaratıcılığını olgunlaşan fikirlerle sentezleyerek renkli bir dünya seriyor önüme...

Ne kadar değerli yorumlar, çarpıcı cümleler...

Bence bu büyük bir dönüşüm ve herkesin bunu iyi kavraması gerekiyor. Tüm devlet kurumları, eğitim kurumları (okul öncesi eğitim, ilkokullar, ortaokullar, liseler, üniversiteler vb.), özel sektörün büyük firmaları, KOBİ’ler ve sivil toplum örgütleri; stratejilerini, iş yapış şekillerini ve organizasyon yapılarını bu değişimi hesaba katarak revize etmek veya tamamen değiştirmek zorunda. Ortak, sağlıklı ve gerçekçi bir vizyon etrafında, hızla değişen dünyaya adapte olacak aksiyonları almayan yapıların (ülkeler dahil) işinin her geçen yıl zorlaşacağını düşünüyorum.

Umarım 2015 yılında hepimiz enerjimizi bu çerçevede harcarız... Her kurumun ve bireyin koyacağı bir tuğlaya çok ihtiyaç var. (Bence hazır yılın başındayken kendi tuğlamızı düşünmeye vakit ayırmak için güzel bir fırsat.)

Bu vesile ile tüm Webrazzi okurlarının yeni yılını kutlar, sağlık ve mutluluk dilerim.

Görsel Kaynak: Shutterstock

Teknoloji dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Abonelik kaydınız başarıyla oluşturuldu.