Elektronik seçim nasıl bir şey, yurtdışında hangi ülkeler uyguluyor, Türkiye için durum ne?

Elektronik seçim nasıl bir şey, yurtdışında hangi ülkeler uyguluyor, Türkiye için durum ne?

30 Mart yerel seçimleri sonrası beşinci güne girmemize rağmen seçim sonuçları henüz tamamen kesinleşmiş değil. Seçimler sonrasında il ve ilçe belediyeleri bazında çok sayıda itiraz yapılırken başkanlığın el değiştirdiği bölgeler dahi oldu.

2014 yılında, artık tüm siyasilerin kampanyalarında sosyal medya ve dijital mecralara fazlasıyla önem verdiği -ABD'de yapılan başkanlık seçimine sosyal medyanın etkisi hakkındaki oldukça güzel bir analiz için, buyrun- bir dönemde, tüm bunlar yaşanırken insanın aklına elektronik oylamanın ne olduğu, hangi ülkelerde tercih edildiği ve nasıl bir geçiş sürecinin yaşanacağı gibi şeyler gelmiyor değil. Biz de bu yazıda sizlerle elektronik oylama (e-oylama/e-voting) hakkında bazı bilgiler paylaşmaya karar verdik.

Elektronik oylama, insanların oylarını diledikleri lokasyondan ya da devletin belirlediği lokasyondan yapmasına göre ikiye ayrılıyor. Teknik olarak her elektronik oylama internet üzerinden gerçekleşmek zorunda değil, barkod ya da benzeri teknolojilerin bizim günümüzde kullandığımız mühür ve oy pusulasının yerini alması işlemi de elektronik oylamaya giriyor. Yani internetten yapılan elektronik oylama, (i-oylama diyebiliriz) elektronik oylamanın bir alt kümesi. Bu yazıda ise genel olarak i-oylama'dan bahsedeceğiz.

Hangi ülkeler elektronik oylamayı denedi?

Bugüne kadar elektronik oylama yolunu seçen ülkelerin sayısı tahmin edebileceğiniz gibi oldukça fazla. Örnek olarak Birleşik Krallık, Hollanda, İtalya, Brezilya, Kanada, Estonya, Avustralya, ABD ve Fransa'yı verebiliriz. Tüm bu ülkeler haricinde Avrupa Birliği'nin de bu konuda ciddi çalışmaları olduğunu hatırlatalım.

Tarih sahnesinde kabul edilen ilk elektronik seçim 2001 yılında, Avustralya'da yapılmış. İnternet üzerinden yapılan ilk elektronik seçimse (i-oylama) 2007 yılına dayanıyor. Günümüzdeyse örneğin Estonya'da halk, mobil cihazları üzerinden diledikleri lokasyonda oylamaya katılabiliyor.

Peki internet üzerinden elektronik seçim Türkiye'de ne kadar mümkün?

Ülkemiz yeni TTK (Türk Ticaret Kanunu) ile birlikte dünya üzerinde borsaya kote olan tüm şirketlerin yönetim kurulu toplantılarını elektronik ortamda yapabildiği -aynı zamanda oylamalar da dijital olarak gerçekleşiyor- ilk ülkelerden biri oldu. Diğer yandan e-Devlet ve e-Okul gibi hali hazırda işleyen sistemleri de hatırlatabiliriz. Ancak elektronik oylama altyapısı için tüm bunlardan farklı olarak konunun bir de halka dokunacak olan donanım boyutu var.

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi elektronik oylama aslında ikiye ayrılıyor. İnsanların evlerinden ya da diledikleri yerden katılabildikleri versiyonu bir kenara koyacak olursak; tüm 'sandıklarda' kioks ya da benzeri bir bilgisayarın yer alması gerekiyor. Belki sandık sayısı yani bilgisayar adeti azaltılabilir ama insanların ulaşım/yakınlık problemi yaşamaması adına ülkenin dört bir yanına bu bilgisayarın ulaşması ve seçimin sağlıklı şekilde tamamlanabilmesi için sorunsuzca hizmet vermesi gerekiyor.

Tabii elektronik seçim ilk olarak belirli pilot bölgelerde uygulanıp sonrasında ülke geneline yayılabilir, bu durum da seçenekler arasında.

elektronik-oylama-2

Şu an seçimler nasıl düzenleniyor?

Ülkemizde düzenlenen seçimlerde süreç, İçişleri Bakanlığı'na bağlı olan adrese dayalı nüfus sistemi çerçevesinde oluşturulan seçmen kütük listeleriyle başlıyor. Bu listeler gerek muhtarlıklara asılıyor gerekse online olarak kontrol edilebiliyor. Yapılan itirazlar ve düzenlemeler sonucu nihai seçmen listeleri ortaya çıkıyor. İnsanların seçim günü kullandıkları oylar ise YSK görevlileri tarafından -parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri eşliğinde- sandık başlarında elle sayılıyor.

Sonrasında manual olarak sayılan bu oylar YSK'nin bir süredir kullandığı seçim yazılım SEÇSİS üzerine giriliyor. Bu arada ilk olarak bu seçimde sandık görevlileri tarafından oluşturulan sansık sonuç tutanağının da SEÇSİS'e yüklendiğini belirtelim. SEÇSİS'e girilen bu veriler eş zamanlı olarak hem YSK (Yüksek Seçim Kurulu) hem de siyasi parti yetkilileri tarafından görüntülenebiliyor.

Bu arada SEÇSİS, Java programlama dili ile kodlanan, veritabanı olarak da Oracle kullanan bir yazılım. Yazılım her ne kadar kendi içinde Linux temelli olsa da görevlileri Windows bilgisayarlar üzerinden SEÇSİS'e ulaşıyor. Bir dönem Yunanistan'da da kullanılan yazılımın, muhalefetin itirazları sonucu kullanımına son verilmiş. Ayrıca SEÇSİS adı verilen yazılım, ABD'de de artık kullanılmıyor. Ülkemizde ise SEÇSİS 2007 seçimlerinden bu yana ülkemizde kullanılıyor.

30 Mart'taki yerel seçiminden bazı rakamlar:

  • 52 milyon 695 bin seçmen (elektronik seçimin uygulandığı ABD'de bu rakam ülkemize göre 3 katın üzerinde)
  • Geçen seçimlere göre 2 milyon 505 bin yeni seçmen
  • 540 bin 669 engelli seçmen
  • 194 bin sandık (cezaevleri hariç)
  • 141 milyon 654 bin adet seçim pusulası

İnternet üzerinde çalışacak elektronik seçim yazılımı nasıl olmalı?

Tüm bu bilgiler ışığında ya bizzat devletin üreteceği ya Türkiye'de bir yazılım şirketi tarafından geliştirilecek ya da yurtdışında hazırlanacak/hazırlanmış bir yazılımın şeffaflık ve teknoloji kullanımı ilkeleri doğrultusunda belirli özellikleri muhakkak taşıması ve hemen yukarıda bahsettiğimiz seçmem kütüğü yapısı ile uyumlu olması gerekiyor. Örneğin yazılım üzerinde oylama sonuçlarının YSK görevlileri ve partiler tarafından aynı anda kontrol edilebilmesi, hatta vatandaşların da erişebilmesi oldukça önemli.

Açık kaynak ve hatta Linux üzerinde çalışan ve ayrıca kullanılan bir yazılımın şeffaflık konusunda güven vereceğini söyleyebiliriz. Tabii hangi vatandaşın hangi partiye ya da adaya oy verdiği sorusunun cevabı da veritabanında anonim olarak tutulmalı.

Diğer önemli konuysa kullanılacak olan yazılımın çalışacağı ve bizzat seçmenler tarafından kullanılacak olan donanım yani bilgisayar. Bugün herhangi bir fuar ya da organizasyon için bir kioks (özel bir kasaya sahip bilgisayar denebilir) kiralamak (1 gün için) istediğinizde ortalama olarak 600 TL gibi bir rakamı gözden çıkartmanız lazım. Bu rakamı 194 bin seçim sandığı üzerinden düşünecek olursak, kaba bir hesapla 120 milyon TL gibi bir bedele ulaşılıyor.

Oy kullanılan her bir sandığın mutlaka bir kiosk ile aynı şekilde hazırlanması mı lazım yoksa sandık sayısı azaltılabilir mi bu noktada akıllara gelen ilk soru. Donanım konusunun diğer bir kritik noktasıysa bu kiosklarda görevli olacak olan personelin yetiştirilmesi ve tüm ülkeye dağıtılması olsa gerek.

Türkiye için yaklaşık olarak 1 sene sonra gerçekleşek genel seçimlerde i/e-oylama'ya geçilmesi hayalci bir yaklaşım olabilir. Ancak belirlenecek pilot bölgeler ile bu çalışmalara başlanması ve kullanılan yazılımın daha şeffaf hale getirilmesi hemen bugünden üzerinde çalışılmaya başlanabilecek hedefler.

Teknoloji dünyasındaki gelişmeleri takip edin. Neleri size ulaştırmamızı istersiniz?
Abonelik kaydınız başarıyla oluşturuldu.